Diyabet ve Anksiyete

Diyabet ve anksiyete (kaygı bozukluğu) ilişkisi diyabetli bireyler için oldukça önemli bir konudur. Diyabetik hastalarda kaygı, korku ve sıkıntıyı içeren anksiyete bozuklukları da sık görülür.

Diyabet önemli bir hastalıktır. Kan şekeri düzensizlikleri hastaların ruhsal durumunu etkileyebilmektedir. Aynı şekilde ruhsal durumdaki değişiklikler de kan şekeri düzensizliklerine sebep olmaktadırlar. Diyabette ilerleyen süreçlerdeki oluşabilecek komplikasyonlar (el-ayaklarda his kaybı, retinopati, nefropati, diyabetik ayak, ketoasidoz) ve yaşam süresini azaltacağı korkusu bireylerde anksiyete oluşmasına sebep olabilmektedir.

Diyabetli bireylerde stres hormonlarıyla ilişkili olarak kan şekeri yükselir. Ya da hastalığa karşı gelişen öfke ve inkar duyguları sonucu diyabetli birey ilaç kullanımı, diyet, egzersiz gibi yapılması gerekenleri bilinçdışı aksatabilir. Diyabetik ve diğer tüm kronik hastalarda kişinin yeterliliğini kaybedebileceği, başkalarına bağımlı hale gelebileceği korkuları, fiziksel görünümün bozulacağı endişesi hastanın ruhsal dengesini bozar ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. Hastanın özgüveni zedelenir. Kızgınlık, isyan-inkar duygusu, kaygı, depresyon ve yas tutma sıklıkla rastlanır.

Diyabet, bireyde olduğu kadar ailede de sorunlara sebep olabilir. Ailenin aşırı kaygılı, denetleyici ve koruyucu davranması veya ilgisiz tutumları da hastanın mental sağlığını bozup tedaviyi olumsuz şekilde etkileyebilir. Dengeli ve çatışmasız bir ilişki yapısına sahip ailelerde hasta uyumu çok daha kolay olmaktadır.

Bu gibi durumlarda diyabetli bireylerin psikolojik destek-danışmanlık almaları oldukça önemlidir. Hastalıkla ve getirdikleriyle barışmak ve psikolojiyi daima sağlam tutmak hastalığın semptomlarını azaltmada oldukça önemli rol oynamaktadır. Düzenli bir yaşam tarzını benimseyerek ve kontrolleri düzenli yaptırarak diyabetik olmayan bireylerden farklarının olmayacağını bilmeleri diyabetli bireyler için elzemdir.

 

DİĞER MAKALELER