Diyabetli bir hasta ve ailesinin ruh sağlığında ki değişiklikler

    Sağlıkla ilgili diğer ciddi durumlarda olduğu gibi diyabette de bazı psikolojik tepkiler oluşabilir.
    Bu tür tepkiler tamamen doğal ve sağlıklıdır.
    Kişinin uyum sağlamak için zamana ihtiyaç duyduğu uzun süreli ve ömür boyu sürecek hastalıklarda, bu tür tepkiler çok daha sık görülür.
    Ancak bu tepkileri herkes yaşamayabilir ya da bu tepkilerin şekli veya şiddeti kişiden kişiye değişebilir.

    Hayat boyu sürecek bir hastalık olan diyabette, tanı konulduktan sonra hayat stilinde hastayı zorlayabilecek farklılıklar yapmak gerekebilir.
    Bu cins farklılıklar yalnızca diyabet hastasını değil; ailesini de etkileyebilir.
    Dolayısı ile bu geçim sürecinde hem hasta hem de ailesi bazı psikolojik tepkiler gösterebilir.

    Bu tepkilere örnek olarak; diyabetli kişi hastalığını yani diyabeti inkar edebilir.
    Bu nedenle ilaçlarını kullanması gerektiği gibi kullanmayabilir ya da kan şekerini düzenli olarak ölçmeyebilir; beslenmesine dikkat etmeyebilir ya da bu hastalığa neden kendisinin yakalandığını sorgulayarak çevresine karşı öfke duyabilir.
    Özellikle çocukluk ya da ergenlik dönemindeki hastaların aileleri kendilerine, eşlerine ya da doktorlara karşı kızgınlık hissedebilirler.
    Diyabet; hastanın kendisini üzgün, yorgun hissetmesine, hayatını kötü etkilediğini düşünmesine yol açabilir; hasta ya da ailesi depresyona girebilir, olumsuzluklara odaklanabilir.

    Bunların dışında hasta örneğin; insülin iğnesinden, kan şekerinin aniden düşmesinden, yaşam boyu sahip olacakları hastalık düşüncesinden korku ve kaygı duyabilir. Aileler de tedavide yanlış ya da eksik birşey yapabileceklerinden kaygı duyabilirler.
    Bahsedilen tüm bu duygular hem diyabetli hem de ailesi için doğal duygulardır.